Lysistrata 2010
Uzun uzun yıllar önce Yunanistan’ın iki büyük şehrini, Atina ve Sparta’yı birbirine düşüren, 28 yıl boyunca Yunanistan’ı içten içe kemiren Peleponessos Savaşı başladığında, şöyle buyuruyordu Atinalı ünlü politikacı Perikles:
“Spartalılar ırgat gibi çalışmak dışında bir şey bilmezler, bir de üremeyi köpek yavruları gibi. Oysa biz Atinayız! Denizcilerimizin şöhreti yayılmıştır Ege’nin iki yakasına. Şunu unutmayın Atinalılar! Bu savaş zaruridir ve olacaktır. “[1]
Cevabı vermekte gecikmiyordu Sparta’nın kurt politikacısı Sthenelaidas:
“Atinalılar kendilerini övüp, zevk alıyorlar aşağılamaktan bizi ve müttefiklerimizi. Sparta’nın onuru için buna “dur“ demeliyiz. Atina’nın daha da kuvvetlenmesine izin veremeyiz. İşte bundan dolayı Spartalılar, oyunuzu savaş için kullanın! “ [2]
İşte böyle başladı denizin toprakla yıllar süren savaşı.
Muhabereler, kuşatmalar, katliamlar, köle almalar, şehir yakmalar, tecavüzler, harap olan ekinler…
Ve binlerce beden savruldu meydanlara, denizlere…
“Çok sonra yazılır” derler “İçinde yaşadığın günlerin şiiri”[3]
Ama savaşın 20. yılına gelindiğinde,
Atinalı bir komedya şairi bu söylenceyi tersine çevirdi.
Yunanistan’ın yaşadığı günleri anlattı.
Tersine çevirdiği tek şey bu değildi üstelik
Sözü yurttaş olan erkeklerden alıp,
Barışı gerçekten özleyen kadınlara verdi…
Atinalı Lysistrata bir sabah, gün ağarmaya yakın, savaşan tarafların kadınlarını toplar ve onlara savaşı durdurmanın bir yolunu bulduğunu söyler: Kadınlar savaş sona erene kadar erkeklerle birlikte olmayacaklardır. Oyun boyunca erkekler bu eylemi sona erdirmek için her yolu dener ama sonunda kadınların düzenlediği cinsel grev karşısında pes edip savaşı bitirmeye karar verirler. Peki, bu barış insanların hafızalarına kazınacak kadar dayanıklı mıdır, yoksa suya yazılan bir yazı mıdır?
Yunanistan için iç savaş anlamı taşıyan Peleponessos Savaşı’nı yaşayan ve kendi çağının bir aydını olarak barış üzerine oyunlar yazmayı kendine görev bilen Aristophanes’in 2421 yıl önce kaleme aldığı Lysistrata, bugün de barışa ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu, barış özleminin ne kadar evrensel olduğunu bizlere yeniden hatırlatıyor. Bizler de yaşadığımız günlerde barışa duyulan ihtiyacın ısrarla vurgulanması gerektiğini düşündük veLysistrata’yı sahneye taşımaya karar verdik. 2009–2010 sezonunun eğitim prodüksiyonu olan oyun aynı zamanda klasik bir Antik Yunan metninin analiz edilmesi ve sahneye taşınması bağlamında bir aydınlanma faaliyeti özelliği de taşıyor.
Antik Yunan döneminde dans ve müziğin bir arada kullanımıyla sahnelenen koro bölümlerini, günümüz dans ve müzik formlarıyla zenginleştirerek icra etmeye çalıştık. Oyun müzikleri Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü (BÜFK) üyesi müzisyenler tarafından icra edildi. Böylelikle 2008 yılında BÜO ve BÜFK’ün ortak prodüksiyonu olan Okul Yolu adlı dans-tiyatro gösterisi ile yeniden canlanan oyun müziği geleneği Lysistrata projesi ile bir adım öteye taşınmış oldu.
Müzik
Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’nden
Cansu Bakar, Melih Barsbey, Rumeysa Çamdereli, Şuayb Aydın
Müzik Danışmanı
Ayhan Akkaya
Prodüksiyon Amirleri
Ezgi Ay, Seda Yürük
Afiş
Mustafa Yıldız, Salih Gürkan Çakar,
Serhat Kurtuluş
Dekor-Aksesuar
Ezgi Ay, İrem Az, Mustafa Yıldız, Meltem Erdoğan, Nihal Albayrak, Sema Merve İş,
Vildan Özer
Işık
Buket Gülbeyaz, Emre Ersezer, Mesadet Sözmen, Serhat Kurtuluş
Işık Uygulama
İrem Az, Sümeyra Gökalp
Kostüm
Dila Okuş, Gamze Tosun, Müjde Yılmaz, Özlem Gündüzkanat, Seda Yürük,
Sümeyra Gökalp, Tülin Ebcioğlu
Oyuncu Kadrosu
Bilal Akar, Buket Gülbeyaz, Dila Okuş, Elif Karaman, Emre Ersezer, Ezgi Ay, Gamze Tosun, Göktuğ Engel, Kerem Renda, Mesadet Sözmen, Meltem Erdoğan, Mustafa Yıldız, Müge Uyar, Nihal Albayrak, Özge Gökşen, Özge Sever, Özlem Gündüzkanat, Seda Yürük, Sema Merve İş, Sema Taşdemir, Serhat Kurtuluş, Sümeyra Gökalp, Tülin Ebcioğlu, Vildan Özer, Volkan Mantu
[1]Thukydides
[2] Thukydides
[3] Murathan Mungan