Teatral Kostüm[1]
Whitney Blausen
Çev.: Nazlıcan Sunman
Türkü Su Sakarya
Batılı tiyatro geleneği, temellerini M.Ö. altıncı yüzyılda gerçekleştirilen, şarap ve eğlence tanrısı Dionysus’u onurlandıran Yunan şenliklerinden alır. Şenlikler (danslar, şarkılar ve koral reaksiyonlar) M.Ö. 535 yılında oyun yazarı Thespis’in koro liderine cevap vermesi için sahneye bir aktör çıkarmasıyla sözlü dramaya evrilmiştir. Bunun sonucunda diyalog ortaya çıkmıştır.
Başka bir oyun yazarı olan Aeschylus (M.Ö. 525-456) Yunan tragedyasının geleneksel kostümü haline gelen giysileri yaratmasıyla bilinir. Bu giysiler uzun, kollu, desenli bir tunikten, karakterin çabuk tanınması için stilize edilmiş bir maskeden ve corthunae adı verilen yüksek tabanlı bir çift ayakkabıdan oluşurdu. Giysilerin tümü sadece teatral kullanıma özeldi. Kimse günlük kıyafetlerle bir kahramanı canlandıramazdı.
Ayrıca, Yunan komedisindeki aktörler canlandırdıkları karakterleri belirtmek için maske takarlardı. Buna ek olarak, komedi etkisini arttırmak için genellikle kostümlerine abartılı vücut parçaları, pamukla doldurulmuş kalça veya karınlar ve büyük boy penisler eklerlerdi. Sıradan vatandaşlar tarafından giyilenlere benzer kısa tunikler komedi için uygun görülürdü.
Romalılar kendi değişikliklerini eklemiş olsalar da, Batılı tiyatronun sekiz yüz yıl boyunca ortadan kaybolduğu Roma İmparatorluğunun çöküş dönemine kadar, Yunanlılar tarafından oluşturulmuş kostüm geleneği özünde aynı kalmıştır.
Ortaçağ ve Rönesans
Tiyatro, ironik bir şekilde yeniden ortaya çıkışını kilise bağlamında yaptı. Drama, Hristiyan kilisesinin (onu hem edepsiz hem de şeytana tapmaya yakın gördüğünden) baş düşmanıydı. Ne var ki dini törenler cemaatteki çok az insan tarafından anlaşılabilen Latince dilinde yapıldığı için papazlar ayinleri oyunlaştırmak için bir yol geliştirmek zorundalardı.
M.S. beşinci yüzyıldan itibaren kutsal metinlerdeki olayları dramatize eden ortaçağ dini piyesleri ve azizlerin hayatlarını anlatan mucize piyesleri hem kilise içinde hem de kilise arazisinde giderek daha çok sahnelenmeye başladı. Bu piyesler, daha özenli hazırlanmış hale geldiklerinde ise pazar meydanına taşındılar.
İlk dini dramalarda giyilen kostümler kiliseye ait dini giysilerdi. Metinler, ruhban sınıfa ek olarak, sık sık kasaba halkını da içeren ve giderek daha seküler bir hal almaya başladı. Böylelikle icracılar kiliseye ait olmayan tüm kostüm parçalarını temin etmek için sorumluluk üstlendi. Çağdaş dini sanat; Daniel, Herod, Bakire Meryem ve çeşitli iblisler gibi karakterler için ilham sağlamış oldu.
Dekor ve kostüm gibi prodüksiyon unsurlarının metinden bile daha önemli hale gelmesi Rönesans esnasında oldu. Avrupa’nın her tarafında, soylular misafirlerini eğlendirmek için müsrif maskeli balolar ve yarışmalar düzenledi. Kostümler, umut ve zevk gibi duyguların yanı sıra; tanrıları, hayvanları ve mitolojik yaratıkları da betimliyordu. Bu şenliklerin tasarımcılarının arasında Leonardo Da Vinci ve Inigo Jones da vardı.
Commedia dell’arte
Popüler bir sokak komedisi formu olan Commedia dell’arte, on altıncı yüzyılda İtalya’da ortaya çıkmıştır. Gezgin aktör grupları İtalya ve Avrupa genelinde çoğunlukla doğaçlama oyunlar sergilemişlerdir.
Yunan komedilerinde (Commedia dell’arte ile bağlantılı olduğu düşünülen) olduğu gibi Commedia dell’arte oyuncuları da maskeleri ve geleneksel kostümleri ile tanınabilen standart tiplemeleri canlandırdılar. Pantalone, tipik bunak yaşlı adam, şimdilerde kendi ismini taşıyan geniş pantolonlar giyerdi. Kurnaz hizmetçi Brighella’nın, on dokuzuncu yüzyıl İngiliz hizmetçi sınıfı üniformasının habercisi olan enine çizgili yeşil bir ceketi vardı. Diğer komedi karakterleri Arlecchino veya Harlequin, her zaman siyah giyen bir bilgiç olan II Dottore ve korkak İspanyol Capitano (Yüzbaşı) idi. Commedia dell’arte’deki ciddi karakterler olan âşıklar ve hizmetçi kız ise çağdaş kıyafetler giyerdi.
William Shakespeare, Jean-Baptiste Molière ve Jean-Antoine Watteau’nun eserleri de bu önemli ve popüler sanat formunun etkilerinden izler taşır.
On Altıncı Yüzyıldan On Sekizinci Yüzyıla
Shakespeare’in oyunları için hazırlanan kostümler, seyircinin standart gelenek olarak kabul ettiği çeşitli dönemlerin birleşimiydi. Çoğu bölüm, aktörlerin (tümü erkek) kendisine ait olan ya da tiyatronun sahibi tarafından karşılanan modern kıyafetlerle sergilenirdi. Zaman zaman miğfer veya zırh kullanılarak oyuncunun tiplemesinin bir asker olduğu ifade edilirdi. Periler ve nimfalar (su perileri) kıvrımlar halinde duran klasik kumaşlar giyerlerdi.
Aynı prensip, on yedinci ve on sekizinci yüzyıl kostümlerinde de uygulandı. Çoğu erkek oyuncu ve özellikle de kadın oyuncular olabildiğince modaya uygun giyinirdi. Türban, doğulu bir karakteri işaret ederken tüylü bir miğfer askeri simgelerdi. Oyuncular, tiyatronun sağladığı özel parçalar haricinde kendi dolaplarından faydalanırdı.
On Dokuzuncu Yüzyıl ve Yirminci Yüzyıl Başları
1770 ve 1870 yılları arasındaki dönem, kostüm tasarımında tarihsel özen ve doğruluk açısından bir gayretin görüldüğü dönem olmuştur. Seyahat etmek nispeten daha kolay hale geldikçe hem yazılı hem de görsel raporlar insanların diğer kültürler hakkında daha çok bilgilenmesini sağladı. 1851 yılında Londra’daki Kristal Saray Sergisi gibi uluslararası sergiler, egzotik yerlerin önemli kültürlerini halka açtı. Halk, gördüklerinin ve okuduklarının sahneye yansıtılmasını istedi.
Alman Saksonya-Meiningen prensliğinde, Dük II. George, Meiningers adlı kendi tiyatro ekibini kurdu. Dük, aktörlerine özgün kostümler yaratabilmek için tüm mevcut kaynakları kullandı.
Meiningers neredeyse tüm kıtayı kapsayan bir turneye çıktı ve yapımlarının tarzı, on dokuzuncu yüzyıl gerçekçiliğinin kalelerinden olan Paris’teki Théâtre Libre ve Rusya’daki Moskova Sanat Tiyatrosu’nu büyük ölçüde etkiledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde, yapımcı David Belasco’nun prodüksiyonları da kendisinin bu yeni ve gerçekçi stile olan hayranlığını yansıtıyordu.
Hemen ardından kaçınılmaz bir ters tepki oluştu. Sadece bir örnek vermek gerekirse, Rusya’da konstrüktivist (yapısalcı) sanatçılar giyim ile tek ilişkisi insanlar tarafından giyilmeleri olan son derece kavramsal kostümler tasarladılar.
Sonunda, her iki stil de yirmi birinci yüzyılda devam eden tarihsel olarak doğru veya konsept odaklı yapımların birleşimine öncülük eden stiller olarak geçerli kabul edildi.
Güncel Uygulama
Teatral kostümler senaryoyu desteklemek için tasarlanır. Gerçekçilik veya tarihselcilik, metnin merkezindeyse kostümler döneme veya çevreye uygun kıyafetleri doğru bir şekilde yansıtacaktır. Henrik Ibsen’in 1890’ların başlarının giyim tarzını talep eden Yapı Ustası Solness adlı oyunu ya da İngiltere’nin kuzeyindeki bir grup rugby oyuncusuna uygun üniforma ve gündelik kıyafet gerektiren David Storey’in The Changing Room [Soyunma Odası] adlı oyunu örnekler arasındadır.
Diğer senaryolar daha hayali bir yaklaşım gerektirebilir. Shakespeare’in Fırtına adlı oyunu bir adada geçmelidir, ancak bu ada dünyanın herhangi bir yerinde olabilir. Prospero ve Miranda, yönetmen ve tasarım ekibinin kararlaştırdığı herhangi bir zamanda yaşayabilirler.
Kostümün Modaya Uygun Giyime Etkisi
Film kostümü genellikle modayı etkilerken tiyatro kostümü bu etkiye neredeyse hiç sahip değildir. Bir film, çıkışının ilk haftasında ülke çapında milyonlarca insan tarafından izlenir. Buna karşılık, ortalama bir Broadway tiyatrosu yine bir haftalık dönemde sadece sekiz bin seyirciyi ağırlayabilir.
Kaldı ki çekimlerin bitişi ile filmin çıkışı arasında genellikle bir yıl veya daha uzun bir süre vardır. Bu süre aralığında moda dergileri ve diğer süreli yayınlar, müşteri talebi yaratmak adına kostümleri sergileyen görseller yayınlayabilirler. Tarihsel olarak; film stüdyoları, üreticiler, mağazalar ve desen üretim şirketleri hem filmi hem de filmin ilham verdiği hazır giyim (ya da hazır dikim) giysileri tanıtmak için ortaklıklara girerler.
Joan Crawford’ın 1932 yılında bir filmde giydiği ve filmle aynı adı taşıyan “Letty Lynton” elbisesi klasik bir örnektir. Adrian’ın bu tasarımının 500.000’den fazla kopyası, rivayete göre film gösterime girer girmez satılabileceği bütün fiyatlarda satılmıştır. 1967 yılında Theodora von Runkle’nin Bonnie ve Clyde adlı film için giydiği kostümler, 1960’ların sonlarında oldukça popüler olan 1930’ları yeniden canlandırma trendini harekete geçirdi. Ruth Morley’in Diane Keaton için tasarladığı kostümler, 1970’lerin sonlarında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa genelinde Annie Hall karakterine benzer görünüşlerin ortaya çıkmasının önünü açtı.
Teatral giyim ile gündelik kıyafetler arasında bu kadar ufak bir ilişki olmasının bir başka nedeni de orandır. Bir kostüm yaklaşık olarak dokuz veya on iki metre uzaklıktan görülebilecek şekilde tasarlanır. Detaylar, görünür hale getirilmek için abartılır. Film ise tiyatronun aksine çoğunlukla yakın çekimlerle ilgilidir. Film kostümleri, başarılı tiyatro kostümlerinin olamayacağı kadar “gerçek” olmak zorundadır.
Birkaç istisna vardır ancak bu istisnalar oldukça nadirdir. Neil Simon’un 1969 yılındaki Otel Plaza’da Bir Oda adlı Broadway prodüksiyonu için Patricia Zipprodt tarafından kırmızı bir takım elbise tasarlandı. Akabinde bu takım elbise Bergdorf Goodman[2] için üretildi. 2002 yılında Bloomingdale, William Ivey Long’un Hairspray [Saç Spreyi] adlı müzikal için yaptığı tasarımlardan yola çıkarak büyük beden giysi koleksiyonunu piyasaya sürdü.
Bir tiyatro etkinliğinin izleyicileri, film seyircilerinin sayısına göre oldukça azdır. Bu durum da tiyatronun bir tasarım kaynağı olarak kullanılmasını çok da mantıklı kılmaz. Sahne için kullanılan çağdaş kıyafetler modayı yansıtabilir, ancak modayı etkilemez.
Özel Gereklilikler
Her şeyin ötesinde, bir tiyatro kostümü hareket için tasarlanmıştır. Kol oyuntuları, oyuncunun tüm giysisini zorlamadan kollarını kaldırabilmesine izin verecek şekilde, seri üretilen kıyafetlere göre daha yukarıdan kesilir. Pantolon ağı da oyuncunun dikiş sökülmeden tekme atmasına olanak sağlayacak şekilde daha geniş kesilir.
Kostümler, aylarca hatta yıllarca haftada sekiz kerelik giyinme sonucu oluşacak aşınmaya ve nadiren de olsa temizleme veya yıkamaya dayanacak kadar dayanıklı dikilmelidir. Senaryo “hızlı kostüm değişikliği” gerektiriyorsa, yani sanatçı bir dakikadan kısa bir süre içinde tüm giysilerini değiştirecekse, kostüm bu değişikliği kolaylaştırmaya yönelik dikilecektir. Örneğin, bir gömleği hızlı bir şekilde değiştirmek için düğmeler iliklerin üzerine dikilir. Gömlek, çıtçıtlar veya kanca ve cırt cırt bantı ile kapalı tutulur. Böylelikle kostüm performerdan kelimenin tam anlamıyla sökülerek çıkartılabilir.
Dans ayakkabıları, dansçının ayağını esnetmesine ve parmak ucu (point) hareketine olanak sağlayacak kadar ince tabana sahip olmalıdır. Özel yapım ayakkabılarda, geyik derisi tercih edilen bir malzemedir.
Trendler ve Gelişmeler
Tiyatro kostümleri büyük ölçüde doğal dokulara (pamuk, keten, ipek ve yün) dayanır. Sentetikler, doğal dokular gibi işlenemez veya dökümlü durmaz. Buna rağmen, yeni malzemeler geliştirilmesinin sektöre muazzam bir etkisi olmuştur.
Örneğin, 1950’lerin sonlarından önce dansçı taytları sarkmaya ve bollaşmaya meyilli elastik pamuktan yapılırdı; ya da taytlar örülürdü ve kolayca yırtılıp kaçmaya eğilimli olurdu. Likra, spandeks ve diğer iki yönlü streç kumaşların icadı bu tür problemleri ortadan kaldırdı. Örgülü naylon at kılı, kolalı keten orijinallerine benzeyen ama yıkandığında şekillerini koruyan fırfırlı yakalar yapmak için kullanılmaya başlandı.
Hiçbir firma sadece kostümlerde kullanılmak üzere dokuma kumaş üretmez. Kostüm piyasası oldukça küçük bir piyasadır. Buna rağmen kostümcüler, başka amaçlar için tasarlanmış ürünleri teatral amaçlarla kullanma konusunda son derece yaratıcılardır. Örneğin, bir termoplastik kaplama türü olan veri-form, hafif alçı kalıpları için ortopedistler tarafından kullanılan kafesli plastik örgü şeklinde geniş dokuma bir kumaştır. Bu malzemeden mükemmel zırhlar ve maskeler yapılabilir; çalışması kolaydır ve zehirli değildir.
Beyzbol şapkalarının içini havalandırmak için kullanılan plastik ağ, bozulmaz ve ucuz kabarık etekler yapmak için kullanılabilir. Havalandırmaya yardımcı olan süngerler ve diğer sünger çeşitleri, aktörden daha uzun ve geniş bir yapıda olan hafif maskot kostümlerini ve diğer kostümlerin alt yapısını oluşturmak için kesilebilir ve şekillendirilebilir. Kıyafetin içine doldurulmuş kuş yemi, sarkık göğüsler yapmak için mükemmel bir tercihtir.
Bu alanda son yirmi yıl içinde gerçekleşen en önemli gelişme, kuşkusuz sağlık ve güvenlik konularında farkındalığın artması olmuştur. 1970’lerin sonlarına kadar hem tasarımcılar hem de kostüm üreticileri yüksek riskli boyalar, çözücüler ve yapıştırıcılar içeren kumaşları olası riskleri göz önüne almadan sürekli olarak kullanmışlardır. Yirmi birinci yüzyılda, daha az zehirli ürünlerin mevcut olmasına ek olarak; malzeme güvenliği veri sayfaları, solunum cihazları, sprey kabinleri ve diğer koruyucu cihazlar da standart haline gelmiştir.
Malzemeler gelişmeye devam ederken ve kostüm tasarım stilleri bazen moda bazen demode olurken Robert Edmond Jones’un 1941’de yazdığı ilke sabit kalır, “Sahne kostümü tiyatronun bir eseridir. Kalitesi tamamen teatraldir ve tiyatronun dışına çıkarıldığında aniden sihrini kaybeder. Bir bitkinin kökünden söküldüğünde ölmesi gibi, o da yok olur.” (s. 91)
Kaynakça
Margaret Bieber, The History of the Greek and Roman Theater [Yunan ve Roma Tiyatrosu Tarihi], Princeton, N.J.: Princeton Üniversitesi Basımı, 1961.
Sheldon Cheney, The Theatre: Three Thousand Years of Drama, Acting and Stagecraft [Tiyatro: Üç Bin Yıllık Drama, Oyunculuk ve Sahneye Koyma Sanatı], New York, London, ve Toronto: Longmans, Green and Co., 1952.
Bamber Gascoine, World Theater: An Illustrated History [Dünya Tiyatrosu: Resimli Bir Tarih], Boston ve Toronto: Little, Brown and Co., 1968.
Robert Edmond Jones, The Dramatic Imagination [Dramatik Hayal Gücü], New York: Theatre Arts, 1941.
Laver James, Costume in the Theatre [Tiyatroda Kostüm] New York: Hill and Wang, 1965.
Cesare Molinari, Theater through the Ages [Yıllar Boyu Tiyatro], New York: McGraw Hill Book Company, 1975.
[1] Ç.n. Whitney Blausen tarafından kaleme alınan “Teatral Kostüm” başlıklı bu yazı LoveToKnow adlı internet sitesinde “Theatrical Costume” başlığıyla yayınlanmıştır. Metnin orijinali için bkz. https://fashion-history.lovetoknow.com/fashion-history-eras/theatrical-costume, 19 Mart 2020 tarihinde erişilmiştir.
[2] Ç.n. New York’ta lüks bir mağaza.